2 Nisan 2011 Cumartesi

Bir Cumartesi Günü

Yoğun bir haftayı güzel bir cumartesi ile süsledik kızımla. Bugün misafirlerimiz vardı çünkü.

Misafir, bizim evde nadir görülür.Bunun bir sürü nedeni var. En önemli etken çalışıyor olmam. Her istediğim zaman misafir kabul edemiyorum. Üstelik okul dışında çok çevre edinemedim burda. Özel okul çok çok fazla yoruyor insanı çünkü. Hafta sonlarını da ya gezmeye ve dinlenmeye ya da ev işlerine ayırıyoruz.

Neyse konudan uzaklaştım. Bu hafta sonu okul arkadaşım ve annesi bize geldiler. Çok güzel saatler geçirdik. Özellikle Esra için çok eğlenceli saatlerdi. Ve ben öğrendim ki Esra gerçekten insan ilişkileri iyi biri olacak. Çünkü arkadaşımı, annesini ve kardeşini çok sevdi. Esra'da ilk defa gördüğüm hareketler yaptı. Kendini fazla sevdirmedi. Hatta onları ilk gördüğünde ağladı ve benden ayrılmak istemedi ama bu durum sadece beş dakika sürdü. Yerlerde yuvarlandı, hiç oynamadığı balonuyla oynadı, gidip yanaklarını öptü... sözün kısası şu anda kelimelerle anlatamayacağım bir sürü maymunluklar yaptı. Hatta tesadüf mü bilmiyorum ama ağzından resmen "teyze" sözcüğü çıktı. Bir daha da ısrar etmeme rağmen söylemedi.

Kendisine getirilen hediyeleri elinden düşürmedi. "Kaka, kaka" deyip sevdi hediyelerini. Teyzeleri de bayıldılar kızıma...

Şu anda yorgunluktan uyudu kaldı. Uyandığında bol bol seveceğim kızımı. çünkü bugün pek oynayamadık kızımla...

Üç gündür ağzına suyu biriktirip usulca akıtıyor ağzından sürekli kıyafet değiştiriyoruz. Şikayetçi değilim çeşit çeşit kıyafet değiştiriyoruz bahaneyle. Bahaneyle çünkü yorgunluktan üşeniyordum önceleri...

Unutmadan ilk mercimek köftesini de bugün yedi :))

1 Nisan 2011 Cuma

İlk Yazı:Selam Blog, Ben Geldim

Kağıt kalemle yazamayınca bir de bunu deneyeyim dedim. Zaman çok hızlı geçiyor.Yazı zamanı durdurmazsa eğer tüm güzellikler ve çirkinlikler unutulup gidiyor. Zamanı durdurma isteği belki bu yazılar. Yani yıllar sonra şimdilik minik kızım bu yazıları okuduğunda duran bir zamana tanık olsun.

Haydi Bismillah...

Bugün okulda arkadaşlarla konuşurken hayallerimden ne kadar uzak olduğumu farkettim. Benim planlarım böyle değildi aslında. Zamanın akışına bırakıp kendimi seyre dalmışım meğer...Şimdi ipin ucundan tutma ve hayallerin peşinden koşma zamanı. Üstelik bir de yol arkadaşım var benim şimdi. Küçücük bedenine koca bir yürek sığdıran kızım var....

Hayal dediysem de öyle uçuk kaçık şeyler değil. Basit ama huzur dolu şeyler. Minik minik ama birbirini bütünleyen şeyler.

İmkansız değil...Yapabilirim. Yaratabilirim...Kendim için önce, sonra da kızım için.

Yazmak ilk adım...Güç kuvvet dilemek ikincisi...

Annelik zaten güç demek değil mi, o halde işim kolay :))