29 Aralık 2011 Perşembe

Kendime Hediyelerim...

Arada kendimi şımartmak için hediyeler veririm kendi kendime... Bu sefer kitaplara denk geldik...Ağır, sıkıcı kış günlerine ilaç olsunlar diye Mine Sota kitapları.

Çarpı İşine Hafif Gaz Devam...

Daha yazın başında çok heveslenerek aldığım kumaş için şömen düşünüyordum çarpı işinden...Şeklini kafanda oturtamadım, model bulamadım vs derken ancak bitirdim ve fotoğrafladım.

Yeni Yıl Hediyelerimiz :)

Önceki gün kapımız çaldığında 2011'e güzel bir hediyeyle gireceğimizden haberim vardı... Arkadaşlarla bir yılbaşı hediyeleşmesi yapmıştık...Yakışıklı Doruk'un güzel annesi, sevgili arkadaşım ,nam-ı diğer Kitapçoksever anne, Özlemciğimden gelen harika kitaplarla şenlendik :)

19 Aralık 2011 Pazartesi

Bugün...

Bugünün son saatlerinin devrilmesine de az bir zaman kaldı...Ben ise dünkünden farklı olarak pek keyifliyim... Aylardan sonra ilk defa Esrasız bir çarşı turu yaptım. Esra'yı babaannesi aldı öğleden sonra, hasta olduğum için yatıp dinlenmem gerekçesiyle.. Ben de fırsat bu fırsat kendimi dışarı attım.

Önce kendime, kızıma ve eşime alış veriş yaptım...Reyonların arasında, arabasında debelenen ve kendini mağazanın içine atmak için çırpınan bir cadı olmadan, dakikalarca dolaşmak pek iyi geldi bana...Bugünün anısı olarak da kendime bir  çanta hediye ettim...Uzun zamandır fırsat bulamadığım hediy

18 Aralık 2011 Pazar

Nihayet...

Bayram tatili, ardından bilgisayarımın zalim eller (!) tarafından kullanılamaz hale getirilmesi ve uzun süren analı kızlı hastalıkların ardından nihayet gelebildim sevgili bloğuma...

1 Kasım 2011 Salı

Acı Çikolata-Laura Esquivel


Yemek hazırlarken insan duygularını yaptığı işe ne kadar yansıtabilir? Az mı, çok mu, yoksa hiç yansıtamaz mı?Bu kitapta Tita'nın mutfağına girerek bu sorunun yanıtını alıyoruz...Evlenmesi geleneklere göre imkansız olan Tita, Pedro'ya aşık olur,

25 Ekim 2011 Salı

Delireceğim de Vakit Bulamıyorum-Mine Sota

Bazen kendinizi yalnız, çaresiz, sıkışmış, bunalmış... hissedersiniz. Böyle zamanlarda içinizden iş yapmak gelmez, gelse de o işten fayda gelmez.Kaçacak bir yer ararsınız ama şehir hayatı dört yandan bağlamıştır elinizi kolunuzu.İsteseniz de gidemezsiniz.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Esra Mutfakta...





Anne mutfağa girer de Esra kalır mı hiç?.. O da bir önlük takar ve başlar sulu kek yapmaya :)))

Geçen Hafta Neler Yaptık


Anne Dostu Toplum mu? O da Ne?

Bugün Esra'yı grip için doktora götürdüm. Hareketi arttıkça öksürüğü de arttığından pusetine koydum.( Puset dediğim baston pusetlerden.) Vezneye ödememizi yaptıktan sonra sadece bir kat yukarı çıkmamız gerekti. Çok sıra beklemedik Allahtan.

14 Ekim 2011 Cuma

Kayıp Gül


Serdar Özkan'ın Timaş Yayınlarından çıkmış kitabı...
Bir zamanlar çok satanlar listesindeymiş. Nasıl çıkmış oralara bilemedim...

Çekip Gidesim Var!

Çekip gidesim var uzaklara...
Neresi olduğu, nasıl bir yer olduğu önemli değil...
Sadece ufukları görebileyim. Dağ, deniz, orman,

10 Ekim 2011 Pazartesi

ADIMLA NASIL BERABERSEM

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün

4 Ekim 2011 Salı

Esra ve Hamurlar :)

Bu gün artık planlı bir şekilde Esra'nın aktivitelerini yönlendirmem gerektiğini düşündüm. Aslında bunun için çooookkkk geç kaldım ama eve ve onun düzenine alışma sürecimiz biraz sancılı geçti benim için.Uzun zamandır ilk defa ev hanımlığı üstüme kalınca bocaladım sanırım ve her şeyin mükemmel olması için didindim bir ay. Tabii ki olmadı...Ben yorulduğumla kaldım.

30 Eylül 2011 Cuma

Esraca Sözlük 2

19,5 aylık Esramın sözcük dağarcığı ağır ama emin adımlarla ilerliyor. Bi de konuştuklarını benden başkası anlasa çok mutlu olacağım...

26 Eylül 2011 Pazartesi

Kış Hazırlıkları

Sonbahar geldi/ Soldu yapraklar...
Eveet kış hazırlıkları da başladı böylece. Domates sularıyla başladım önce. Kabuklarını soyup blendırdan geçirdim ve kaynattım. Kaynak kaynak şişelere doldurdum sıcak kapakla kapayıp ters çevirdim. battaniyeye sardım. Yarın kaldırılacaklar...

Kapı/Dolap/ Duvar Süsü

Esra karnıma düştüğü ilk aylarda bir çok güzel insan tanıdım.Onların da içlerine kocaman bir sevgi yer etmişti. Hepimiz hamileydik ve hepimiz doğum için kutsal şubat ayını bekliyorduk. Kadınlar Kulübü sayesinde tanıdığım canım arkadaşlarım,

15 Eylül 2011 Perşembe

Nedir Şimdi Bu

 İki gündür içim sıkılıyor, nefes alamadığımı hissediyorum. Bir sıkıntım, derdim de yok aslında. Belki de kullandığım mantar ilacının etkisi.

19 Ağustos 2011 Cuma

Esraca Sözlük

Esra tam 1,5 yaşında ve sözlüğü şu şekilde.

Elif Şafak AŞK/ SİYAH SÜT

Elif Şafak'ın nerdeyse 5-6 kitabını okudum. İlk kitaplarından ( Pinhan, Bit Palas gibi) sıkılmıştım. Okuyal uzun zaman oldu bu kitapları( Nerdeyse 8 yıl) Hatırladığım kadarıyla içindeki hayali kavramlar ve yaratıklar kitapları sevmeme engel olmuştu.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Deneme 1-2

Evet artık mutfağa da el atar oldum. Yanlış anlaşılmasın yani yemek yapıyorum da hamur işi konusunda çok isteksizdim öyle ki basit bir kek bile gözümde büyür büyür dağlar tepeler oluştururdu. Oysa şimdi uçarak gidip malzeme alıyorum ve zevkle uğraşıyorum yapmaya...

Ah Esra Vah Esra Sen Neymişsin Sen :)))

İki gün sonra koskocaman 1,5 yaşına giriyoruz. Tastamam 1,5 yaş...Söylerken ne kadar da ağız dolduruyor. oysaki sadece 18 aylık benim güzel kızım. 

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Kırlent Yenileme 1

Selamlar...
Yağmurlu ve hafif fırtınalı bir İstanbul sabahından günaydın...
Evdeki değişim ağır ağır devam ediyor... görünümünden kullanımından memnun olmadığım eşyaları en kısa ve en hesaplı yoldan değiştirrmeye çalışıyorum. B

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Evdeyim, Evdesin, Evde...

   Bir gün beyaz adam yanına bir kızılderili kılavuz alıp bilmedikleri bir dağa tırmanmaya başlamış. ama ne var ki kızılderili kılavuz o kadar yavaş ilerliyormuş ki bir süre sonra sıkılmış. artık kılavuzu uyarmak gerekliymiş. Beyaz adam başlamış konuşmaya : " yola çıkalı kaç saat oldu. adam gibi kılavuzluk yapsaydn şimdiye kadar tepeye varmıştık." Kızılderili cevaplamış: " Öyle olacağını biliyorum ama hızlı gidince de ruhum geride kalıyor."
  
 İşte böyle... Geride kalan ruhumu beklemek için evdeyim, kızıma bakmak için evdeyim, sakinleşmek ve huzuru bulmak için evdeyim... Çok beklememe gerek kalmadı. o kadar rahatladımn ve dinginleştim ki. Esracığımla hasret gideriyoruz. Durup durup sarılıyor bana...

  Keşke daha önce alsaymışım bu kararı. Yarın nasıl aksilikle karşılaşacağını düşünmeden, annesinden uzak büyüyen kızımın bakımından emin olamadan geçen günler geride kaldı...Kafam o kadar sakin ve o kadar rahat ki bir çarkın dişlileri arasından çıkmış gibiyim.

  Tek derdim biriken ütüler ve kirlenen ocak.Yaşasınnnn...Tab, işin bu bölümünde ev hamınlarını da saygıyla selamlıyorum. İşiniz ne zormuş ya hu... Ama şanslısınız vesselam...

Hobilerle uğraşıyorum... blog kullanma işini çözer çözmez foto da yüklerim buraya... Şimdi koltuk takımının iğrenç deri kırlentlerine etamin kırlent işliyorum. bakalım becerebilecekmiyim. Tiryaki'den bir örnek buldum onu uyarladım. bitince fotolarım. Keçe işine merak saldım. şimdilik dikişlerim kötü olduğu için foto eklemiyorum ama daha sonra eklerim belki. Lavanta keseleri yaptım bir kaç tane. Mutfak dolaplarından sarkıttım güzel durdular ama silikon tabancasını keşke daha erken alsaymışım :)) burada keçe bulmak ne zormuş yaaa girmediğim yer kalmadı. en sonunda dışardan salaş görünen bir yerde buldum. Dükkan salaş ama işletenler çok ilgili ve cana yakın. Komşularıymışım gibi davrandılar bana. Çok sevdim...

Henüz mutfak işine el atamadım yani yemeklerim hala klasik. İçimden bir dürtü gelsin diye bekliyorum. Umarım mutfak devrimi uzun sürmez de gelir.
Hadi bu yazı renkli olsun....

2 Nisan 2011 Cumartesi

Bir Cumartesi Günü

Yoğun bir haftayı güzel bir cumartesi ile süsledik kızımla. Bugün misafirlerimiz vardı çünkü.

Misafir, bizim evde nadir görülür.Bunun bir sürü nedeni var. En önemli etken çalışıyor olmam. Her istediğim zaman misafir kabul edemiyorum. Üstelik okul dışında çok çevre edinemedim burda. Özel okul çok çok fazla yoruyor insanı çünkü. Hafta sonlarını da ya gezmeye ve dinlenmeye ya da ev işlerine ayırıyoruz.

Neyse konudan uzaklaştım. Bu hafta sonu okul arkadaşım ve annesi bize geldiler. Çok güzel saatler geçirdik. Özellikle Esra için çok eğlenceli saatlerdi. Ve ben öğrendim ki Esra gerçekten insan ilişkileri iyi biri olacak. Çünkü arkadaşımı, annesini ve kardeşini çok sevdi. Esra'da ilk defa gördüğüm hareketler yaptı. Kendini fazla sevdirmedi. Hatta onları ilk gördüğünde ağladı ve benden ayrılmak istemedi ama bu durum sadece beş dakika sürdü. Yerlerde yuvarlandı, hiç oynamadığı balonuyla oynadı, gidip yanaklarını öptü... sözün kısası şu anda kelimelerle anlatamayacağım bir sürü maymunluklar yaptı. Hatta tesadüf mü bilmiyorum ama ağzından resmen "teyze" sözcüğü çıktı. Bir daha da ısrar etmeme rağmen söylemedi.

Kendisine getirilen hediyeleri elinden düşürmedi. "Kaka, kaka" deyip sevdi hediyelerini. Teyzeleri de bayıldılar kızıma...

Şu anda yorgunluktan uyudu kaldı. Uyandığında bol bol seveceğim kızımı. çünkü bugün pek oynayamadık kızımla...

Üç gündür ağzına suyu biriktirip usulca akıtıyor ağzından sürekli kıyafet değiştiriyoruz. Şikayetçi değilim çeşit çeşit kıyafet değiştiriyoruz bahaneyle. Bahaneyle çünkü yorgunluktan üşeniyordum önceleri...

Unutmadan ilk mercimek köftesini de bugün yedi :))

1 Nisan 2011 Cuma

İlk Yazı:Selam Blog, Ben Geldim

Kağıt kalemle yazamayınca bir de bunu deneyeyim dedim. Zaman çok hızlı geçiyor.Yazı zamanı durdurmazsa eğer tüm güzellikler ve çirkinlikler unutulup gidiyor. Zamanı durdurma isteği belki bu yazılar. Yani yıllar sonra şimdilik minik kızım bu yazıları okuduğunda duran bir zamana tanık olsun.

Haydi Bismillah...

Bugün okulda arkadaşlarla konuşurken hayallerimden ne kadar uzak olduğumu farkettim. Benim planlarım böyle değildi aslında. Zamanın akışına bırakıp kendimi seyre dalmışım meğer...Şimdi ipin ucundan tutma ve hayallerin peşinden koşma zamanı. Üstelik bir de yol arkadaşım var benim şimdi. Küçücük bedenine koca bir yürek sığdıran kızım var....

Hayal dediysem de öyle uçuk kaçık şeyler değil. Basit ama huzur dolu şeyler. Minik minik ama birbirini bütünleyen şeyler.

İmkansız değil...Yapabilirim. Yaratabilirim...Kendim için önce, sonra da kızım için.

Yazmak ilk adım...Güç kuvvet dilemek ikincisi...

Annelik zaten güç demek değil mi, o halde işim kolay :))