14 Nisan 2012 Cumartesi

Abdülhamit'in Kurtlarla Dansı


Eşimin çok önce aldığı ama okumak için bir türlü elime geçiremediğim, merak ettiğim diğer kitaplar nedeniyle sürekli okumayı ertelediğim bir kitaptı.Tarihi severim, tarihî kitapları okurken mest olurum. Bu kitap bir roman değil, tarihsel bir araştırma kitabı. Sultan Abdülhamid'i her yönüyle anlatan bir kitap.Bilindiği gibi Abdülhamit ya suçlanan, sevilmeyen, lanet edilen bir padişah ya da insanların bağrına bastığı, çok sevdiği biri. Bunun arası yok galiba. 

Onun dönemini öğrenmek için okumaya başladığım bir kitaptı. Ancak daha ilk sayfalardan yazar safını belli etmiş. Bu durum beni rahatsız etti. Sultanın tarafını tutan yazar hemen her sayfada okurun gözüne sokarca sültanı övmüş de övmüş. Bazen bu öyle bir duruma gelmiş ki yemek yemesinin bile haklılığını dile getirecek...Bu durum benim beklentimi karşılamadı hatta beni hayal kırıklığına uğrattı.Ben isterim ki bu tarz kitaplarda ak koyun kara koyun ortaya çıksın. Anlatılan kişinin ya da durumun ya da olayın her yönünün ortaya konması.

Benim sevdiğim, istediğim bu tarz kitapların tarafsız yazılması. Bana söylenen, öğretilen tarihçinin kesinlikle tarafsız olması.Yorumun okura bırakılması. Okurun yorumuna bırakılamayacak kadar  hassas noktaların ise tarihsel sonuçları ve belgeleriyle ortaya konması.Kitabı çok zorlamama rağmen bitiremedim. Olmadı, yarım bırakmak zorunda kaldım. Dörtte üçünü okuyabildim sadece. Ama beni rahatsız eden tamamen yazarın taraf tutmasıydı. Yazımı okuyanlar lütfen yanlış anlamasın, sultanı tamamen kötüleyen, yeren bir kitap olsaydı da rahatsız olurdum ben. 

Kitapta sultanın her sünnet olan çocuğa bir çeyrek altın gönderdiğini ve bu altının çocuklar üzerindeki olumlu etkisine değinilmiş. Ne kadar güzel halkını, özellikle de çocukları bu kadar düşünen o iç ve dış borç yükü altında bile böyle ihsanlarda bulunması. İşte bunu böyle yaz bırak. Satırlarca bunun ne iyi bir şey olduğunu, sultanın çok düşünceli olduğunu anlatma, yorumunu ben yapayım...

Tüm bu şartlar altında okuduğum kısımdan öğrendiğim ise Abdülhamit'in Osmanlı'ya zaman kazandırdığı. bu kazandırılan zaman o kadar önemli ve kritik bir an ki... Okuken "Atatürk şimdi doğmamıştı, bunlar olurken Atatürk şu kadar yaşındaydı. Hadi sultan sık dişini Atatürk yetişiyor, az daha sabır." diye düşünmekten de kendimi alamadım...

12 yorum:

  1. merak ediyordu bende bu kitabı..araştırma gibi olanları seviyorsan fetih ve kıymaet'i öneririm,şuanda okuyorum ve harika bilgiler edindim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fetih ve kıyamet.. Listeme ekliyorum hemen

      Sil
  2. tarih okumayı ben de severim, objektif olursa yazar daha çok severim, bu kitap ta listemde , fırsatını nulur bulmaz okuyacağım, teşekkürler yorum için:)

    YanıtlaSil
  3. Okunacaklar listeme ekledim yazınızı okuduktan sonra.

    Sevgiler!

    YanıtlaSil
  4. Tarihimizi bilmek şart o yüzden çok iyi bir alışkanlık Havva'cığım yazarın tarafsız olmasını beklememek lazım galiba:(((herkes elbette bir taraf tutacak..önemli olan yanlış tarafı tutmamak:)diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle de ablacım Tarihçiler de taraf tutarsa nasıl öğreneceğiz gerçekelri...

      Sil
  5. merhaba, çok keyifli bir blog, ilgiyle izleyeceğim.
    Blogger anneler listesindeki blogları izlemeye alıyorum.Her biri birbirinden güzel bloglar...

    "blogger anneler birbirini izliyor, ben seni izlemeye aldım, bende seni bloguma beklerim"

    sevgiler,

    http://emirkaanim.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  6. Ah nerede o tarafsız araştırmacı yazarlar. Ben hem osmanlı padişahları hem de Atatürk için tarafsızca yazılmış eserler arayıp dururum yıllardır. Hiç bir insan mükemmel olamayacağı gibi, akıl ve ruh hastası değillerse hiç bir insan da tam anlamıyla hain değildir diye düşünürüm.Henüz elime böyle bir kitap geçmesi. Siz bulursanız lütfen yayınlar mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En azından safını az belli eder, okurun gözüne daha az sokan yazar bulunabiliyor..

      Sil