23 Ocak 2012 Pazartesi

Mini Mini Bir Kuş Doğmuştu...

İki yıl olacak yirmi gün kadar sonra...

Kısacık iki yıl...Bakmaya, görmeye, koklamaya, seyretmeye, okşamaya, öpmeye, taramaya, beslemeye, yıkamaya, kurulamaya, taşımaya, hayatımı adamaya doyamadığım iki yıl.kısacık, miniminnacık iki yıl...


2010 şubatında beklemeye doyduğum saatlerde aklıma hayal etmek gelmedi ellerini, yüzünü, kime benzeyeceğini... Nasıl olursa olacaktın işte...Yeşil,mavi kahve ela gözlü;sarı, siyah, kumral saçlı... nasıl olursa olsundu... Sağlıklıydın ya...İçimi ısıtıyordun ya...Beklemeye doyduğum günlerde seni hep kucağımda hayal ederdim korkarak. Ya zarar verirsem, tutmayı beceremezsem...Endişe heyecanı sarar sarmalardı bazen...

Beklemeye doyduğum günlerde sana dokunurdum en çok... Seni özlerdim en çok...Bir de sağa dönüp yatmayı :)))

17 Şubattı bekletmeye doyduğun günün adı...Akşam saat tam 18.00...
Minik kuşumun ilk dakikaları...

O gün gece hafif sancılarla uyandım...Gece saat üçten beri ara ara giren sancılarla...Öğlene doğru gelen nişanla hastaneye gidecektik...Duşa girdiğimde hem vedalaştım kocaman (kelimenin tam anlamıyla koskocaman ) karnımla...Dokunsalar ağlayacağım ama neden ki ? Sana kavuşacağım oysa...Dr hemen yatış verince heyecan endişeyle kucaklaştı yine...Ve endişe koca bedeniyle sarıp sarmaladı heyecanımı...

Bir şeyler ters gidiyor ve dr bana fazla belli etmek istemiyordu... Kalp atışların hiç de her zamanki gibi değildi.. Derin alınan nefesler, bağlanan oksijenlerle yükseltebildik minik kalbinin temposunu...sonra suyum patlatılınca görüldü ki minik popo kakasını yapmış...Acilen sezeryana gidildi...Ne tatlı bir uykuydu o Allahım...Nasıl bir mahmurluk...Minik kızım yok ama kocaman karın duruyor olduğu yerde :)))

Odaya çıkarıldığımda başında hemşireler vardı bir şeyler yapıyorlardı sana.. Aşı yapıyorlarmış meğer...Ayak izini alıyorlarmış bir de...İşleri bitsin ama artık ben kızımla aha buluşamadım bir saat 15 dk olmuş...o kadar taşı karnında tekmelerine katlan ve en son da olsa göreme :)))

Ve ilk buluşma için her şey hazır...

Ama ama.... O anı hatırlamıyorum hiç. O kadar zorlamama rağmen hafizamı... Serkan'ın söylediğine göre ağlamışım azıcık... Ama gülerek ağlamışım..Kıpkırmızı bir surat, simsiyah saçlar...Tombul yanakların gizlediği bir çene...Biri açık diğeri kapalı iki minik maviş göz... Meğer gözyaşı kanalın tıkalıymış... Masaj yapa yapa 4. ayın sonunda ancak gitti çapaklanma...

Sonra ne yaparsak yapalım yeterince emmemen ve beslenme yetersizliği nedeniyle İki gece üç gün hastanede yatman...Evimize güneş gibi doğman ve minnacık ellerinle kocaman bir huzur getirmen....


Hayatta çoğu şeye geç kaldım geçerli nedenlerle... Sana da... Keşke o koku genzimi çook daha önceleri yaksaymış, kucağım seninle çok daha önceleri dolsaymış...

2 yorum:

  1. Accayip hissiyatlara girdim yazınızı okuyunca.Özellikle son paragraf.Benim de ertelediğim bir şey çocuk...Daha zamanı varmış gibi.. Ama böyle de okuyunca, sevginizi hissedince diyorum ki geç mi kalıyorum:)

    Çok sevgilerimle,
    Daha nice yaşlarını, başarılarını göstersin allahım size inşallah:)

    YanıtlaSil
  2. İmkanınız varsa erteleyemeyin karartın gözünüzü :)))

    YanıtlaSil