5 Şubat 2012 Pazar

İskender-Elif Şafak


Kitabı yeni bitirdim...Çok taze henüz zihnimde.Gece karışık rüyalar görmeme neden oldu kitap.

Roman Fırat Yakınlarında bir köyde başlıyor ve İngiltere'de bitiyor. Olaylar kronolojik sırayla verilmiyor. Naze ve Berzo'nun ikizleri Cemile Yeter ve Pembe Kader'in üzerinde dönüyor kurgu...

Varış, Köprüleri Atmak, Bir Erkek Bir Kadın, O Senin Kardeşin ve Yüreğindeki Boşluk adlarıyla beş  bölüme ayrılmış kitap. Her bölüm kendi içinde karakterleri anlatan ve onların adlarını taşıyan alt bölümlere ayrılmış.


Olayları anlatan Pembe'nin kızı Esma. Annesinin hayatını anlatan bir roman yazıyor ancak okuduğunuzda Esma'yı değil de Elif Şafak'ı hissediyorsunuz. Belki de yazar kendini Esma'nın yerine koydu bilemiyorum.

Kurgu harika her şey domino taşları gibi oturmuş ancak Abu Dabi' de inşaattan atlayarak intihar eden Adem'i eski sevgilisi Roksana'nın bir teleskop'tan tesadüfen görmesini abartılı olarak buldum. Orda biraz gerçekçilikten kopulmuş sanırım...

Dikkatimi çeken diğer bir nokta ise isimler oldu. Yazar öyle özenle seçmiş ki karakter adlarını takdir etmemek imkansız. Örneğin:

  • Adem Toprak adı bana 'toprak'tan yaratılan 'Adem'e gönderme ginbi geldi. okuduğunuzda tıpkı Hz Adem'in oğullarından birinin diğerini öldürmesini engelleyemediği gibi Adem de oğlu İskender'in cinayetini engelleyemiyor,engellemiyor daha doğru olacak. 
  • Pembe Kader: Sevmediği bir adamla evlenmiş, Adem'le. Romanı okuyanlar fark edecektir, etrafındakilerin aldığı kararlar onun hayatını şekillendiriyor iyice. Yazar bunu öyle açıkça göstermiş ki. eğer Yunus annesini bir adamla gördüğünü anlatabilseydi annesine her şey değişecekti.
  • Yunus: Zaten yazar bu adı niçin koyduğunu sık sık vurguluyor romanda. Yunus Peygambere ithaf....
Karakterler o kadar gerçekçi ki kafanızı çevirseniz onlarcasını görürsünüz. Kitapçoksever Özlemcim de sanırım benim gibi düşünüyor :))) Yalnız Esma biraz havada kalmış bana göre. tam tanıyamadım onu. Belki de roman onun tarafından yazıldığı için sakladı kendini bilemiyorum....

Pembe'nin Elias'la olan ilişkisi de çok etkileyici ve trajik.Pembe'nin her insanın yaşadığı doğal duyguları yaşarken ezik ve suçlu hissetmesi içimi burktu, sıkıntılandım. Birini sevmek hala birileri için lüks. Ne kadar acı...

Okumak isteyenler için daha fazla yazmayayım çünkü yazdıkça ipuçları çoğalıyor.Oysa bu kitap ne kadar az ipucu bilirseniz o kadar zevkli.

Kitap içine çekiveriyor sizi ama bence bu hemen olmuyor. Okudukça sarıyor sizi. 

Ben lafı uzatmayayım da okumak isteyenler ya da şu anda okuyanlar hemen sarılıversinler kitaba ve yorum eklesinler ki ben de kaçırdıklarımı yakalayabileyim... Sevgiler

2 yorum:

  1. Havvacığım ne güzel yazmışsın. İnan tekrar aklıma geldi olaylar ve hüzenlendim.
    Bu arada, abartı bulduğun olay varya teleskoptan intiharını görmesi... bence işte orası tam dönüm noktası insanın kendini sorgulaması için. "Niye olacak herşeye inanıyorsunda buna inanmıyorsun. İşte bu bile olabilir" sorusunu sorması için. Hayat bu kadar acımasız olabilir. O abartı aslında romanda bir çok şeye noktayı koyuyor diye düşünüyorum ben.
    Çok güzel bir roman. Herkese okumalarını en azından bir alıp başlamalarını tavsiye ediyorum. Önyargılardan sıyrılarak...

    YanıtlaSil
  2. O açıdan hiç düşünmemiştim Özlemcim. Haklısın sanırım.

    YanıtlaSil