12 Şubat 2012 Pazar

DİSİPLİN

Sevgili Özge bloğunda  bu konuyu yazalı beri kafamda bir soru işaretidir gidiyor... Disipline olamamış bir enerjinin özellikle çocuk enerjisinin harcandığı ve harcanacağı görüşündeyim. Çocukların yoğun isteklerinin dikkat çekmek için olduğu ortada.

Çocuklar anne babalarına güvenmek isterler. Bunu hissetmek için de yasaklara ve kurallara ihtiyaçları vardır.Yasak ya da kuralla karşılaşmamış birey doyumsuz ve mutsuz olur. ( Okuduklarımdan ve gözlediğim öğrencilerden çıkardığım sonuçtur.)



DİSİPLİN CEZALANDIRMA DEĞİLDİR, Davranışların şekillendirilmesidir.

Nasıl yapmalı, ne etmeli, ne kadar sınırlar çizmeli, yasakların boyutu ve sınırı ne olmalı.....??????

Esra 2 yaşında...Kurallar koymak için erken bir yaş diye düşünüyorum çünkü kural kavramını bilmiyor henüz...Ben kurallara geçiş için 3 yaşı bekliyorum ancak duruma göre daha erken ya da daha geç olabilir diye düşünüyorum. Tabi şimdilik dışarıda el tutma, parkta sıra bekleme gibi basit kurallarımız var ama ev hayatını düzenleyici kurallar için erkeniz daha...

'Hayır' sözcüğüne her anne gibi erkenden başladık. Bu hayırların öncelikli hedefi kendisine zarar verecek davranışlara giriştiğindeydi. Zamanla bunların sayısı ve niteliği de değişti... Çatışma yaşadığımızda artık 'hayır' sözcüüğü etkisiz kalıyor ve duruma müdahale için farklı yöntemler devreye giriyor. Bir çatışma durumunda benim uyguladığım ya da uygulamaya çalıştığım taktik şu: Önce dikkatini başka bir şeye çekmeye çalışıyorum.Bu olmazsa neden davranışın gerçekleşmesini istemediğimi anlatmaya çalışıyorum ( bunda henüz başarı elde edemedim) o da olmuyorsa odasına götürüp kanepeye oturtup ağlamasının bitmesini bekliyorum. ( Dikkat dağıtmada başarılı olamadığımda kendini yere atarak ağlamaya ve tepinmeye başlıyor ) Bazen uzun süre ağladığı oluyor. o zaman kapıdan bakıp 'Daha bitirmedin mi?' diye soruyorum. Beni görünce ağlamanın mahiyeti inatlaşmaktan çıkıp dikkat çekmeye dönüşür genelde. o zaman yanına gidip az önce anlatamadığım nedeni anlatmaya çalışıyorum.

Daha büyük çocuklarda bu neden sorularla kendisine buldurulup eğer özürlük bir durum varsa nedeni ifade ederek özür dilenmesi sağlanıyor çocukların. Eğer çocuk nedeni ve özrü ifade etmezse tekrar düşünmesi için ceza için aynı yere bırakılıyor. ( Bu yöntemi Travel & Leaving kanalında Dadınız Evinizde programından görmüştüm.)

Şimdi okuduklarımdan kafam karışmış bir durumda el yordamıyla ve deneme yanılmayla bu yöntemi uyguluyorum...

Dikkat ettiğim bir diğer nokta da orta yolu bulmak. Eğer Esra'nın istediği ve yapmasını hoş karşılamadığım eylemi yapmaya ihtiyacı varsa ( örneğin duvar boyamak) orta yolu buluyoruz. ne onun istediği oluyor ne benim. ( duvar boyamasını büyükçe bir kağıdı duvara asarak engellemeye çalışmak gibi. Ya da yemek yemek istemiyorsa ısrar kıyametle yedirmek yerine 10 dk ara verip tekrar denemek gibi. yine de yemiyorsa vazgeçmek gibi)

Esas nokta şu... Disiplin ama nereye kadar. Ya çok katı olursam ya da çok gevşek kalırsam.Düşünmek istemiyorum :(( Zamanın akışına bıraktım kendimi. Yaşadıklarımıza göre rotamızı da belirleriz sanırım. Kılavuz um hatun kişi, umarım işimi zorlaştırmaz....Minnoşum benim :)))

Son olarak anneler bu konuda bana  yardımcı olurlarsa sevinirim. Görüşlerinize, eleştiri ve yorumlarınıza sonuna kadar açığım.
Sevgilerle...

5 yorum:

  1. Zor ama güzel bir şey çocuk büyütmek. Örneğin ben öyle asi bir çocukmuşum ki...Sinirlendiğimde suratımı asar baska bir odaya gider saatlerce çıkmazmışım:) İnadım da var tabi...Kız halaya benzer ya halam da öyleymiş. annem ve babannem konuşurken babannem "yanına gitme bırak o gelsin yanına gelecek "demiş. bu şekilde benim inadımı kırmış annem.ee bir yapıyorsun 2 yapıyorsun gelmediğini anlayınca annemin tıpış tıpış annemin yanına gidiyormuşum ben :)))Bana bir konuda "hayır "denildiği zaman ben onun hayır olduğunu anlar ısrarcı olmazdım. Annem benimle o kadar uğraştı ki surat asmalarım da inadım da ve bencildim ben :) bencilliğim de zamanla gitti.Şimdi benim cocuğum yok. Nasıl olur neler yaşarız bilemiyorum:) Ama ilk çocuğum kız olsunn çok istiyorumm:)))Hayırlısı tabiki de...sağlıklı ve mutlu bir hayat dilerim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin gibi inatçı bende de var.. dudaklarını şişirip 'hıh' dedi mi hayatta razı olmaz...Ben de aksine uysaldım.. Nasıl orta yolu bulacağız bakalım :)))
      Sevgiler...

      Sil
  2. bir yazıda okumuştum çocuklar gelişimini beş yaşına kadar tamamlar,o yaşa kadar verilen eğitim, terbiye kısacası toplum ve ahlak kuralları daha kolay öğretilirmiş,şimdi ismini hatırlayamadığım bir pedagog yazısıydı. bunun birazda çocukla alakalı olduğunu düşünüyorum siz ne verirseniz verin alabildiği kadarını alacaktır.
    bu yaşlar çok anlayışlı olunması gereken yaşlar,illa ısrar ederiz yapacaksın yapacaksın yapamazsa boşu boşuna hem çocuğu hem kendimizi üzeriz zamanı gelince zaten kendiliğinde yapacaktır içinde varsa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim gözlemlediğim anne karnında daha huyu suyu gelişiyor. Belli bir karakterle doğuyorlar..Dediğiniz gibi aldığı kadarını alacak..İstediği miktarda alacak...İnatlaşmak silahı kendimize çeviriyor evet...
      Teşekkür ederim.Sevgiler...

      Sil
  3. Çocuk büyütmek dünyanın en zor işi.O minicik halleriyle istedikleri her seyi ağlamak yoluyla halletmeye çalışıyorlar,daha olmadı yerden yere atıyorlar kendilerini.Benım bir kızım var,çok sakin büyüdü.Şimdilerde gördüğüm çocuklara şaşıp kalıyorum anneler çaresiz kalıyorlar.Sanırım çocuk büyütürken en çok gerekli olan SABIR ve tabıkı Büyük bir SEVGİ,sonrasında her şey yoluna girecegıne inanıyorum.İnatlaşmak bence en büyük yanlış,çocugun böyle bir davranışta bulunmasına asal izin verilememeli.Çocuklar 4 yaşından sonra öğrendiklerini hayata geçirmeye başlıyor.İşte bu yaşa kadar anneler çok sabırlı olmalılar.Sevgiler ve kızınla güzel günler diliyorum.

    YanıtlaSil